Yitik Taşı

Sık ağaçları geçip, ara yola saptı. Gecenin koynunda kaybolan karaltıyı tek tük seçenler oldu. Cami cemaati bayram namazına vardığında tam da eşikte paslı bir cila kutusu buldu.

Selamünaleyküm

Aleykümselam!

Kimin ola ki bu?

Neymiş o?

Cila kutusu olsa gerek. Pek eski!

Çoluk çocuk tekerledi geldi zağar!

Olur. Olur. Bu zamanda her şey olur.

Nuh nebiden kalma sanki.

İmam efendi bilir belki?

Ne bilsin yav! Belli ki iki yeni yetme işi bu!

Öyle öyle de. Ta bizim zamanların markasıydı bu teneke kutu.

Dedesinden kalma bir sandıktan aşırdı velet. Geldi cami dibinde oynadı belki…

Olur olur bu zamanda her şey olur.

Kalabalığı selamlayarak girdi. Eşikte durup konuşmalara kulak verdi. Ahalinin ayağıyla oradan oraya savurduğu kutuyu eğilip aldı.