Rabbimizin rızası sadece alnımızın secdeye değmesiyle olmuyor, aynı zamanda alnımızdan mazlum ve mağdurlar için terin de akması gerekiyor.
Mıknatıs ile demir arasında nasıl bir ilişki varsa Kur’an ile insanın fıtrat ve benliği arasında da işte öyle bir ilişki vardır. Eğer insan, fıtratının üzerini örtmeden Kur’an’a yaklaşırsa Kur’an’ın manyetik alanı onu kendisine çeker.
Hidayet de dalalet de Allah’ın elindedir. O, dilediğini hidayete erdirir, dilediğini dalalette bırakır.
Sen, başını hep dik tutmayı mutluluk sandın. Oysa başını O’nun için yere koymadıysan “mutluluk” nedir hiç bilmemişsin. Hem başını O’na eğmeden başkalarına karşı nasıl dik durabilirsin ki?
Dünyanızı tamir ederken ahiretinizi tahrip etmeyin.
Ölüp de ahirete gittiğimizde kimileri “Oh be dünya bir rüyaymış!” diyecek, kimileri “Tüh be dünya bir rüyaymış!” diyecekler.
Sabır, acı ilacı içmek gibidir. Acı ilacı içmeyen tatlı şifayı bulamaz.
Bilgisizlik bir kıvılcım gibidir, zamanında müdahale edilmezse zaman içinde bu cehalet, önü alınmaz bir yangına dönüşür.