Nizar Kabbani*
Arapçadan Çeviren: Alime Büşra İnce
Ağladım, gözyaşlarım tükenene dek…
Namaz kıldım, mum eriyene dek…
Rükû ettim, rükûdan usanana dek…
Seni sordum Muhammed ve İsa’ya…
Ey Kudüs! Ey peygamberlerin kokusunun yayıldığı şehrim!
Ey gökle yer arasındaki en kısa yol!
Ey Kudüs! Ey kanunların feneri!
Ey parmakları yanmış güzel kız çocuğu!
Gözlerinde hüzün… Ey bakire şehir!
Ey Peygamber’in geçtiği gölgeli vaha!
Sokak taşlarında hüzün…
Camilerin minarelerinde hüzün…
(…)
Ey Kudüs! Ey hüzünlerin şehri!
Ey göz kapaklarında dolanıp duran koca gözyaşı!
Kim durduracak bu saldırganlığı sana?
Ey dinlerin incisi!
Kim silecek duvar taşlarındaki kanları?
Kim kurtaracak İncil’i?
Kim kurtaracak Kur’an’ı?
Mesih’i kim kurtaracak Mesih’i öldürenlerden?
İnsanı kim kurtaracak?
Ey Kudüs! Ey benim şehrim!
Ey Kudüs! Ey sevgilim!
Yarın… Yarın… Limonlar çiçek açacak,
Yeşil başaklar ve zeytinler sevinecek,
Gözler gülecek,
Geri dönecek göçmen güvercinler temiz çatılara,
Geri dönecek çocuklar oyunlarına
Babalar ve çocukları buluşacak yeniden,
Rabak al-Zahira’da…
Ey ülkem!
Ey barışın ve zeytinin ülkesi!
*Arap dünyasının en tanınmış şairlerinden biri olan Nizar Kabbani, Suriyeli yazar ve diplomattır. Kabbani’nin özgün anlatımla yazılmış şiirleri Arap dünyasında yoğun ilgi görmüş, yirmiyi aşkın şiiri bestelenmiştir.