Babalarla Oğulların Buluşacağı Güne…

Ey Kudüs, ey şehrim

Ey Kudüs, ey sevgilim

Yarın, yarın çiçek açacak limon

Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin

Gözler gülecek

Geri dönecek göçmen güvercinler

Tertemiz yuvasına

Ve geri dönecek çocuklar oynamaya

Buluşacak babalarla oğullar

Nizar Kabbani

Filistinli yönetmen Nayfeh’in kendi hayatından esinlendiği filmi 200 Metre, Filistinli inşaat işçisi Mustafa’nın utanç duvarına karşı duruşunu anlatır. İsrail’in oturma izin belgesini almayı reddeden Mustafa, eşinden ve çocuklarından iki yüz metre uzakta, duvarın diğer tarafında annesinin evinde kalmaktadır. Mustafa’nın annesinin evinden eşinin kaldığı ev görünmektedir. Her gece yatmadan çocuklarıyla telefonda görüşür ve karşılıklı ışıkları açıp kapatma oyunu ile aradaki duvarı görünmez kılarlar. İsrail sınırında bir inşaatta çalışan Mustafa, kendi gibi çalışmaya giden pek çok Filistinli ile birlikte her gün kontrol noktasından geçmekte, çeşitli zorlukla karşılaşmaktadır.

Yine kontrol noktasından geçtiği bir sabah kartının süresinin dolduğu gerekçesiyle geçişine izin vermezler. Annesinin evine geri döner Mustafa. Ancak eşi Salwa’dan bir telefon gelir. Oğlu Majd’a araba çarpmıştır. Mustafa’nın ne yapıp edip duvarın diğer tarafına geçmesi gerekmektedir. Resmî yollarla geçmeyi denese hem çok zor olacak hem çok zaman alacaktır. Bu nedenle bir kaçakçıyla anlaşır. Yüklü bir miktar öder ve yine kendisi gibi kaçak yollarla duvarın öte tarafına geçmek isteyen insanlarla yola koyulur. Daha on sekizini doldurmamış Rami, kuzeninin düğününe gideceğini söyleyip duran Kifah ve onun kız arkadaşı Alman film yapımcısı Anne ve kamerası ile belirsiz bir yolculuk başlar. Kaçak yollardan yapılan bu yolculuğa başkaları da eklenir. Mustafa tahammül edemez durmalara, yavaşlamalara. Yol zaten sıkıntılı, Mustafa evladına yetişme derdinde. En nihayetinde İsrail plakalı araçlarla buluşulur ve kontrol noktalarından önce bagaja yerleşen Mustafa, Rami ve Kifah ile şoförün yanına oturan Anne, nefeslerini tutup geçişi bekler. Ama bir şey olur. Şoföre gelen telefonda kontrol noktasında geçişi sağlayacak askerin nöbet değiştirdiği öğrenilir. Alman Anne, İbanice bildiği için durumu anlar. Bu kez şoför arabayı durdurup Anne’nin kamerasındaki görüntülere bakar, o da şoförü polis gelecek diye tehdit eder ve adamın darp etmesiyle yere düşer. Rami bagajda fenalaşır, askerlere yakalandıklarını düşünür. Aslında Rami’nin telaşında daha önce aynı sıkıntıları defalarca yaşamış Filistinli bir gencin ürkekliğini görürüz. Kendine geldiğinde diğerlerinin bagajdan çıkmasını sağlayan Anne’nin şoförü nasıl anladığı mevzu olurken Anne, şoförün hareketlerinden yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu sezdiğini ifade eder. Rami daha önce geçtiği bir duvardan söz eder. Mustafa’nın oğluna ulaşması gerekmektedir. Bu duvar fikri onu umutlandırır. Arabaya binip ilk Ramallah’a geçmeye çalışırlar. Kontrol noktasında asker direksiyondaki Anne’ye nereye gittiklerini sorar, “Ramallah” cevabını alınca “Filistin’i seviyor musun?” diye sorar. Anlamadığını ifade eder Anne. “Şiddeti seviyorsunuz!” der ve güler asker. İnsanların psikolojileriyle nasıl oynandığını böylece gözler önüne serer Nayfeh. Ramallah’ta o duvarın önüne gelirler ama bir grubun saldırısına uğrarlar, Rami’nin kaburgaları kırılır. Oğlunun bulunduğu hastaneye yetişmeye çalışırken Mustafa, kendini Rami’nin başında bulur. Hastanenin önünde Anne, yabancı bir dili nasıl bu kadar iyi konuştuğunu Mustafa’ya sorar. Okulda hepimize öğretiyorlar cevabını verir Mustafa. Ve itiraf eder, “Rami evine dönecekti, ona iş buldum yalanıyla bizi duvarın önüne getirmesini istedim. Çünkü oğluma yetişmem gerekiyordu. Senin bir itirafın var mı?” diye sorar Anne’ye ve ekler: “Babanın İsrailli olduğunu biliyor mu?”

Mustafa, Anne ve Kifah yola çıkarlar. Kudüs’e geçecektirler ve bir kontrol noktası daha vardır. “Üç sihirli cümleyi söyleyelim.” der Kifah: “Ne haber? Harika. Her şey yolunda.” Direksiyonda Anne vardır ve bayan asker sorar, “Neden gidiyorsunuz?” Gezmeye gittiklerini belirtir Anne. Asker, ardından fotoğraf makinesinin lensini sorar, muhabbet ederler ve geçiş tamamdır. Kifah kız arkadaşının İbraniceyi bu kadar iyi konuşmasından onun İsrailli olduğunu anlar ve saldırganlaşır. Mustafa onları ayırır ve çok anlamlı bir şey söyler: “Evet o bir Yahudi şimdi ondan intikam mı alacaksın?” Anlamlıdır çünkü biz onlara hiçbir koşulda benzemeyiz demek ister aslında.

Kudüs’e girerler ve billboardlar dikkat çeker, İsrail başbakanı ile o dönemin ABD başkanının el sıkışırken fotoğrafları vardır. Alt okumalarında film hem siyasi hem dinî hem vicdani mesajlarla köşeye sıkıştırır ruhunuzu. Ve Mustafa oğlunun yanındadır. Film başladığımız yerde biter, duvarın karşısında.

200 Metre filmiyle kendinizi Batı Şeria’da, Ramallah’ta, Kudüs’te ama en çok bir kontrol noktasında işgalci bir gücün gözlerine bakarken bulacaksınız. Çocuklarına ve eşine hasret, İsrail kimliğini kabul etmeyen Mustafa’nın direnişiyle, vatanları ve davaları uğruna evlatlarını şehit veren anneleri, babaları bir kez daha hasretle kucaklayacaksınız.

Film Künyesi: