Geçmiş Zamanın Peşinde

Akşam ve yatsı arası bir vakit, Gizli Evliya Sokak’ta Mayaola adlı çok tatlı bir mekânda oturmuşum, ne denli kendimle meşgulüm. İçeriye bir adam giriyor ve hemen yan masama oturuyor. Dükkânın sahibi ile muhabbet etmeye başlıyorlar. Bir hat sanatçısı olduğunu öğreniyorum; muhabbet ederken dükkânın sahibine ve dükkânda oturanlara hat yazıp hediye etmekten mutluluk duyacağını söylüyor. “Benim için de yazabilir misiniz?” diye soruyorum. “Tabii.” diyor ve not defterimi rica ediyor. Not defterimin ilk sayfasına besmele-i şerif ve Muhammed yazıyor. “Sizin adınızı ve eğer hediye etmek isterseniz sevdikleriniz adlarını da yazabilirim.” diyor. Bende de hediyeleşme isteği zuhur ediyor o an. Ben ne yapabilirim, diye düşünüyorum. “Sanırım yazabilirim.” diyorum. “Ben de size bir şiir hediye edebilir miyim?” Bir kâğıt uzatıyor.

“Buluşur dostların bir çatı altında

Bir ağacın yanından geçerken mahcup,

Zikredemedikleri için Hakk’ı hakkınca,

Armağanlar gönüllerde kardeşlerin,

Bir reca vesilesi olup.” (25.10.2021)

Aylar geçmiş, yolum Viyana’ya düşmüş. Bir seminere giderken Sigmund Freud Parkı’nın içerisinden geçiyorum. Parkta beyaz daktilosuyla oturmuş genç bir kadın görüyorum. “Sizin için bir şiir yazılmasını istiyorsanız, konunuzu seçin.” yazmış beyaz bir kutunun üzerine.

Yürümeye devam ettim, seminere yetişmeliydim. Ancak bir şey beni durdurdu ve geçip gidemedim. Geri döndüm ve genç kadından benim için de bir şiir yazmasını rica ettim. Ona heyecanla, Viyana’ya geldiğim günden beri aklımda, Gizli Evliya Sokak’ta karşılaştığım hattat sonrası, böyle bir proje olduğundan söz ettim. “Eğer bir işaret arıyorsan, bu işaret o.” dedi, “Sen de yapmalısın.” Severek yapabildiğimiz o şey her ne ise onu iyiliği yaymak için kullanmalı değil mi?

Böylelikle, Jessica ile tanıştıktan sonra, ikinci el uygulamaları üzerinden Thomas adında bir adamın, dede yadigârı antika daktilosunu satın aldım. “Hediye şiir. Konunuzu seçin. Ücretsizdir.” diye bir not daha yazıp daktilomun bavuluna yapıştırdım. Burggarten’da insanları beklemeye koyuldum. Bazı insanlar bana bakıp gülümseyip uzaktan el sallıyordu. Ben de onlara gülümseyip el salladım. Daha sonra bir kız yanıma yaklaştı ve kendisi için “Gün batımlarını seven bir kız” hakkında bir şiir yazmamı rica etti. Daha sonra biri “şehir” temasını, bir grup öğrenci ise onlara baktığımda bende uyanan çağrışımı konu alan bir şiir yazmamı istedi. Bir çocuk annesi için bir şiir rica etti. Beni en çok mutlu eden ise insanların geri bildirimleriydi. İlk şiirin sahibine şiirini verdiğimde gözleri doldu; “Sana sarılabilir miyim?” dedi. Bir insanın o günkü gülümsemesine sebep olabilmenin mutluluğu ise tartışılmazdı. Bizi halife ve insanlığa hizmetçi kılan O’na bin şükür...