Çilem Bitti

Uluslararası Her Alanda Üstünler Yarışması”nın on birincisini gerçekleştirmek için her ekip kendilerine ait podyumda toplanmışlardı. Bu devasa platformda kimler yoktu ki? “Benden Âlâ Güzel Var Mı?” iddialı sloganıyla güzelliklerini sergileyenleri mi dersiniz, “Para Bende Güç Bende” mottosuyla burunları Kafdağı’nda, sahip oldukları maddi varlıklarıyla rakiplerini ezmeye çalışan kibir abidelerini mi, yoksa “En Uzağı Gören Gözler” müsabakasının etrafa fıldır fıldır bakan külyutmazlarını mı? “Haksızlık Karşısında En Uzun Süreli Susan” yarışmasının ekibi platformun bulunduğu alanda bir taraftan fotoğraf için poz verirken diğer taraftan küçük çaplı ısınma çalışmaları yapıyordu. Bu antrenmanlar o kadar ilginçti ki görenler ne yaptıkları hakkında hiçbir şey anlayamıyor, burunlarını ekibin bulunduğu ortama doğru bir soru işareti gibi uzatıp kalıyorlardı.

Yarışmanın yapıldığı platformları gezen kalabalıklar bir podyumdan diğerine geçiyor, aynı anda birden fazla heyecanı yaşamak istiyorlardı. “Benden Âlâ Güzel Var Mı?” sloganıyla jüri huzurunda güzelliklerini sergileyen yarışmacılardan Faslı Zineb, İngiliz Oliva, Türk Çilem Bitsin ve Arnavut Amanda finalin en iddialı isimleriydi. Bir önceki yarışmada onlarca rakiplerini elemişler ve güzelliklerini son raddesine kadar kullanmışlardı. Bu yüzden yarışmacıların gerilimi, duruşlarından ve sağa sola orantısız bakışlarından anlaşılıyordu. Mesela Türk yarışmacı Çilem Bitsin, final için podyuma çıkmadan evvel aynanın karşısında iki saatten fazla zaman harcamış, yüzü ve bedeni üzerinde, rakiplerine fark yaratacak üstünlüğü sağlamak için kafa yormuştu. Kendisinde olan her şey rakiplerinde de vardı. Yüz güzelliği, endam, pürüzsüzlük… Kendinde ne varsa onlarda da var. Öyleyse farklı gülmeli, değişik yürümeli, yüzümdeki anlamı değiştirmeliyim, diye düşündü. Aynanın karşısında uzun uzun provasını yaptı.

Bir güzeli diğerinden üstün kılan şeyin somut bir karşılığı yoktu. Esmerlik, sarışınlık, kumrallık insanın beden mimarisini bütünleyen şeyler olabilirdi ancak. Bir rengin diğerine üstünlüğü mü olurmuş?

Güzellik yarışmasında Arnavutluk’u temsil eden Amanda ise bambaşka bir girdabın içerisine düşmüştü. Bir an önce şu yarışma bitsin, ne olacaksa olsun diye düşünüyordu. Daha güzel nasıl olunur, sorusunun pratikte var olanları abartıp değiştirmekten başka belli bir cevabı yoktu. Çareyi taze makyajını silmekte buldu. Makyajı siler silmez gerçek yüzüyle tanışıyor gibi oldu. Kendini ilk kez başkalarını araya katmadan güzel buldu.

Zineb ise Kazablanka’da yetişmiş bir Fas güzelidir. Final yarışmasına gelmeden evvel büyükannesi Widyan Hanım’a danışır: “En güzel nasıl olurum?”

Yaşlı kadın hiçbir yere sapmadan doğrudan konuşur:

“En güzel olunamayacağını bildiğin ölçüde güzel olana yaklaşmış olursun, yaklaştığın güzellik sana da bulaşır.”

“Güzelin en güzeli olmak mümkün değil diyorsun, öyle mi nineciğim?”

“Yüzün kendine dönük değil. Başkaları yüzüne dair yalan da söylese hoşuna gidiyor.”

Zineb, kendinden emin olmak için makyaj masasının üzerindeki aynayı işaret ederek ninesinden kendisine ayna tutmasını ister. “Olmaz!” der ninesi, bilge bilge konuşur: “Bu ayna seni göstermez, sadece kandırır. Sana ayna tutacak olan benim sözlerim ve öğütlerimdir güzel kızım!”

Büyükannesinin bu sözleriyle mutlu olur, gözleri ışır, çevresi aydınlanır Zineb’in.

“Büyükanne farkında mısın bana ‘Güzel kızım!’ dedin?”

“Derim elbet ya, ne sandın? Benim birincim sensin!”

Anonsla beraber podyumun rengârenk ışıkları yandı. Yarışmacı güzeller teker teker sahneye yürümeye başladılar. İlginç bir şekilde bütün yarışmacılarda bir acemilik göze çarpıyordu. İngiliz yarışmacı Oliva yürürken güzelliği âdeta ayaklarına dolaşmış gibi oldu, neredeyse düşecekti. Yüzlerce göz, “Madem jüri beğenip birinciyi seçecek bizim burada olmamızın ne anlamı var?” demeden kendilerince en güzeli seçmeye çalışıyordu. Podyumda, ışıklı pistte müzik eşliğinde yürüyen yarışmacı kızlar aynı daire etrafında defalarca dönüp durarak beğeni tartısına çıkıyorlardı. Yarışmacıların en öz güvenli olanı Faslı Zineb’di. Büyükannesinin “güzel kızım” hitabı ona doping etkisi yapmış gibiydi.