Pasajlar

Çabuk Beğenen

Beğeni, tefrik melekesi gelişmiş insanlarda zirve yapan bir meziyet. Özellik kelimesi dururken meziyet kelimesini kullanmış olmam tesadüf değil elbette. Sadece birçok şeyden birini seçmek gibi basit bir tercih değil bu, güzel ve öznel olanı kaynaştırıp birleştirerek heyecanla işaretleyebilmektir beğeni dediğimiz şey. Beğeni her ne kadar kişisel ve öznel olsa bile herkesin üzerinde ittifak ettiği gizil bir güzelliği de bünyesinde barındırır. Kolay kolay her şeyi beğenmeyen insanlar dışarıdan bakanların nazarında çok yorucudurlar. Buna titizlik deyip geçebilir miyiz? Titizliğin ince eleyip sık dokumak ve ayrıntılara vakit ayırmak olduğunu bilenler için bu kolay kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Zira beğenide geç kalan müşkülpesenttir. Daha açık konuşmak gerekirse, birçok şey içerisinden kendine yakın olanı seçme yetkinliğine ulaşamamıştır. Buna karşın “çabuk beğenen” insanlarda hep hazırda bekleyen bir zihinsel model var gibidir. Bakışları ve arayışları kalabalıklar arasında kaybettiğini arayan kişinin dikkati gibidir. Beğenmek için uğraşmaz, çünkü doğuştan var olup yaşarken iyiden iyiye geliştirdiği beğeninin hazır kalıplarına sahiptir. Beğenmeyen ya da zor beğenen kişiler çoğunlukla bu kalıpları kaybetmiş olanlardır. Özel olanla güzel olan ahenkli bir buluşma gerçekleştirdiğinde seçme olayı zihinsel bir karmaşa olmaktan çıkıp mecrasını bulur. Beğenmenin ne olduğuna dair düz yollarda istediğimiz kadar yürüyebiliriz. Fakat asıl olan onun ne olmadığı noktasındaki yokuşları çıkabilmektir. Mesela beğenmek “kendinin kılmak” değildir. Beğendiğiniz şeyi sahiplendiğinizde yoksulluğunuzu ziyadesiyle beslemiş olursunuz. Nice durumlar ve tavırlar vardır ki ona gıpta edersiniz. Bu sizi kıskançlıktan muhafaza eder. Başkasında vücut bulup sâdır olan bir güzelliği takdir ederek hakkını teslim edebilmek hem etik hem de estetik açıdan çok büyük bir seviyedir. Yani, güzel size ait olmasa da güzelliğinden bir şey kaybetmez. Güzelin hakkını teslim etmek estetik adalettir. Beğeni çok uzun zaman alıyorsa zihninizdeki size ait ölçütlerde bir sorun var demektir. İnsan kendine özgü olanı göz yordamıyla seçip bulabilir. Beğenmek karar vermek değil, verilmiş karara uygun olanı yerine yerleştirmektir. Marifet iltifata tabidir, bu gerçeği beğeni ile karıştırmamak gerekir. Bir insanın çalışma, gayret ve keşif neticesinde ulaştığı değeri önemsemek hüner sahibine saygı ve taltifin bir gereğidir. Ortaya konan marifeti beğenmeniz şart değildir lakin o marifeti ortaya koymak için çaba sarf eden kafayı ve kalbi takdir etme marifet sahibinin hakkıdır. Değerlendirmek için önüme gelen bir şiiri beğenmişsem, bu anlık bir hoşnutluk sonucudur. Uzun süre düşünme beğenmeye değil bir şeyi beğenmemeye hizmet eder. Beğeni unsurları insanın ilk yöneliş, ilk yaklaşım ve ilk bakışındadır. Baktığınızdan ve yaklaştığınızdan uzaklaştıkça o şey artık başka bir şeye dönüşür. Beğeni içe dair bir karar kılma ve fısıltıya bile ihtiyaç hissetmeyen bir hüküm verme hâlidir. Kimin kimi nasıl ve ne kadar beğendiğini sadece ayak izlerinden, kalbine sığmayan dışarıya taşan heyecanından anlayabiliriz. O da kafasına ve kalbine dokunabildiğimiz kadarıyla.

Geçerken