Arapçadan Çeviren: Muhammed Revaha Zor
Zahir ve Bâtın
Ey zahir görünen ki! Gizlendiğinde,
Bâtın olan gizlendi, göründüğünde,
Göründün de korkmadın, hiç kimseden,
Kayboldun da görünmedin, herkese,
İşte sen o bir olansın, eşi benzeri olmayan,
Bir ikincisi yok, gözler şahit,
Bir’den üstün de yoktur, kaynağısın her şeyin,
Sözüme kulak ver, nasihat olarak al,
Her kime işit der isen, işiten sensin,
Zira söyleyen de sen, işiten de sen,
Ne kaçırdığını bilmezsin, Ne zaman gelir?
O bir olan Allah’tır, bir başkası değil,
Daha sonra benim gibisi yoktur, Bir ve ben,
Hakkımdır boşluk, hakkım itaat,
Boşluğu bırakırsan, bulursun bizi,
Nefsini arındır, ya da güzelleştir,
Zira göreceksin kalp gözünle, anlamını ilmin,
De bana şeytan kimdir? Melek kim?
Veya Âdem ve Havva, ya da felek?
De bana kurtulan kimdir? Helak olan kim?
Güneş’e, Ay’a secde eden kim?
Ya da ateşe, puta tapan kim?
Akil olan anlar, seçkin olur,
Okur ve öğrenir, fakih olur,
Hak yol bilir, salik olur,
Manayı anlayan, ne için bekler,
İki varlık arasından sıyrılır da, nura kavuşur.
* Hicri 610/miladi 1212 yılında Endülüs’ün güneyindeki Şüşter köyünde dünyaya gelmiştir. Kur’an, hadis, fıkıh gibi dinî ilimlerin yanında felsefe ve tasavvuf alanında da ilerlemiştir. Tasavvuf şiirleri yazarak Arap dünyasında ve özellikle Mağrip ve Endülüs’te muvaşşaha, kaside ve zecel türünde şiirleriyle ün salmış ve kendisine
Emiru’ş-Şu’ara lakabı atfedilmiştir. Bu şiir ve kasidelerinin bir araya getirildiği divanın adı Divan Ebu’l-Hasan eş-Şüşteri Şa’iru’s-Sufiyyeti’l-Kebîr fi’l-Mağrib ve’l-Endülüs’tür.