Söylene Söylene Değişmiş

Maddeyi temizlemenin basit bir matematiği vardır; Allah sağlık ve imkân verdiği sürece. Malzeme bellidir, netice de bellidir. Maddeyi maddeyle dezenfekte ederiz. Cinsini cinsiyle yıkamak, arıtmak. Peki, ya ruhu neyle dezenfekte etmeli?

Üstat Sezai Karakoç’un Samanyolunda Ziyafet’i iyi bir ramazan azığı. İlk sayfasında diyor ki üstat: “Oruç, ruhun ve vücudun dezenfekte edilmesidir.” Bir şehrin yeniden imarı gibi. Eli çare dolu bir temizlik mimarı. Hem de ne temizlik. Geride tortu bırakmayan derin bir temizlik. Hoş geldi. Hoş bula.

Bu maddi ve manevi temizlik mimarının kelime yolculuğuna bakacak olursak Soğdca “rōçag” yani oruç tutma sözcüğünden alıntıdır. Orta Farsçada yine bu kelimenin eş kökenli hâli “rōzag” kelimesine rastlıyoruz. “Soğdda rōç” yani gün sözcüğünden türeme olduğunu belirtelim.Yalnız oruçtaki ç sesi hasebiyle kelimenin Farsçadan ziyade bir Doğu İran dili veya diyalektiğinden alındığını gösterir, diyen etimoloji uzmanları da mevcuttur. Farsça “rōze” kelimesi Orta Farsçada aynı anlamda “rōzag” şeklinde karşımıza çıkıyor. Burada uğramamız gereken önemli durak, rūz durağı. Farsça gün anlamına gelen kelime, Sanskritçe “rōçati”, “aydınlık olmak, ışımak” fiili ile eş kökenlidir. Kelimenin kökeni, görüldüğü üzere ışığa vurgu yapmakta.

O zaman orucun ışıkla bağlantısını birkaç cihetten yapabiliriz. İlkini yukarıda belirttik. Oruç köken itibarıyla Farsça rūzdan türeme bir kelime. Yani bizi günün ışığıyla birlikte akşam ezanına kadar mühürleyen. Sadece mideyi mi? O zaman maddi bir dezenfektan olmaktan ileri gidemezdi. Hâlbuki oruç öyle mi? Öyle bir nur ki akşam ezanına kadar, gözümüze dolmasıyla maddiyata bizi kapatan. Işığıyla ruhu bedene; bedeni ruha layık kıldıran bir sürme. Yine Üstat Karakoç’un tabiriyle gündüzü daha gündüz, geceyi daha gece kılan. Suyu daha su eyleyen bir nur huzmesi.

Tespit edilen en eski Türkçe kaynakta (Codex Comanicus, 1303) “orug” olarak karşımıza çıkan kelime, Farsça “oroza” (orūze) olarak kayıtlara geçmiş. 1303’den günümüze nice ramazanları devirerek olmuş bizim kurtuluş reçetelerimizden oruç. Arapça “savm” ya da aynı kökten türeme “siyam” kelimeleri de orucun karşılığı olan diğer kelimeler. Bizde de savm kelimesinin kullanıldığını söyleyebiliriz ama oruç topraklarımızda daha çok benimsenmiş.

Ramazan, içine nice hazineler saklamış Müslümanların göz aydınlığı. Oruç o göz aydınlığının baş mimarı. Senede bir gelen ama geldiğinde de misafir gibi davranmayan misafir hatta evin sahibi. Hem de kapılardan ilk girişiyle müminleri sevince gark eden, uğurlanışıyla hüznü bir sonraki buluşmaya kadar hasrete çeviren ne misafir. Göz, kelimenin kökeninin geldiği ışımaya öyle bir alışıyor ki etraf o gittikten sonra bir süre kapkaranlık geliyor. Allah oruç nurunu gözümüzde daim eyleye. Yineleyelim; hoş geldi, hoş bula. Vesselam.