Hayatın bizzat kendisinin bir keşif olduğunu kabul
ettiğimizde, keşfe konu unsurların her zaman var
olması gerektiğini de itiraf etmiş oluruz.
İslam öncelikle bireyi bilinç düzeyinde inşa etmeyi
hedefler.
Dua, “öz”den gelenin “Öz”e sevgi, şükran, minnet, dilek ve
bağışlanma duygularını iletme imkânı bulduğu en içtenlikli
yakarıştır.
İnsanı varoluşun kaynağına bağlayan kalıcı özü,
onun ruhsal/manevi boyutudur.
İnsan olmakla merhametli olmak arasındaki ilişki
denizle su arasındaki ilişki kadar yaşamsaldır.
Kişiden kişiye farklılaşan yetenekler, tek tek
tüm insanların yaratılış hikâyesinde bulunur.
Toplumsal değişimin hızı, yoğunluğu, yönü ve yörüngesi
gençlerin elindedir.
Ramazanın “kadri”ni bilmek, orucun terbiye ettiği
canın/hayatın değerini fark etmeyi ve tüm canları
kendi canı gibi aziz kabul etmeyi beraberinde getirir.